Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Avrupa’da kızamık vakalarının 2024 yılında son 27 yılın en yüksek seviyesine ulaşabileceği konusunda alarm veriyor. Sağlık uzmanları, bu durumun, aşı karşıtlığı ve toplam aşılama oranlarındaki düşüşle bağlantılı olduğunu belirtiyor. Kızamık, son derece bulaşıcı bir hastalık olup, ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği için toplum sağlığı açısından büyük bir tehdit oluşturuyor.
DSÖ, 2023 yılında Avrupa'da gözlemlenen kızamık vakalarının artışını detaylı bir raporda ele aldı. 27 yıl sonra kaydedilen en yüksek vaka sayısı, sağlık otoriteleri için büyük bir endişe kaynağı oldu. DSÖ, özellikle aşı oranlarının düşük olduğu bazı bölgelerde kızamık epidemilerinin görüldüğünü belirtiyor. Rapor, kızamık aşısının etkinliğini ve önemi vurgularken, sağlık çalışanlarının aşılama kampanyalarının güçlendirilmesi gerektiği konusunda uyarılarda bulundu.
Kızamık, oldukça bulaşıcı bir hastalık olup, havadan yayılan virüs ile bulaşır. Bir kişi hasta olduğunda, virüs havadaki damlacıklar aracılığıyla diğer insanlara geçebilir. Kızamığın neden olduğu komplikasyonlar arasında pnömoni, ensefalit (beyin iltihabı) ve hatta ölüm bulunur. Özellikle 5 yaş altında ya da bağışıklık sistemleri zayıf olan bireyler için risk daha yüksektir. Bu nedenle, toplumdaki aşılama oranları, bu tür hastalıkların yayılımını kontrol altına almak açısından kritik bir rol oynamaktadır.
Çocuklara uygulanan kızamık aşısı, yüzde 97'lik bir etkinlik gösterir. Ancak, bazı toplumlarda aşıya yönelik güvensizlik, aşılama oranlarını azaltmakta ve dolayısıyla hastalığın yayılmasına neden olmaktadır. Eğitim eksikliği, yanlış bilgiler ve sağlık hizmetlerine erişim sorunları gibi faktörler, aşılama oranlarını olumsuz yönde etkiliyordu. Bu durum, DSÖ'nün uyarılarının arkasındaki ana nedenlerden biridir.
SSK, Avrupa'daki bazı ülkelerde, özellikle Doğu Avrupa'da, aşı oranlarının kritik seviyelerde düşüş gösterdiğini ve bunun da kızamık gibi önlenebilir hastalıkların yeniden baş göstermesine yol açtığını vurguladı. Uzmanlar, toplumun aşılanmasının öneminin farkında olmasını sağlamanın yanı sıra, tüm bireylerin aşı takvimine uymasının gerekliliğini de belirtiyor. Özellikle ağır hasta ve bağışıklığı baskılanmış bireylerin korunması açısından aşılı bireylerin sayısının artması büyük önem taşıyor.
Aşılar, toplum sağlığının korunmasında, bulaşıcı hastalıkların önlenmesinde ve toplum imunitesinin artırılmasında kritik bir rol oynamaktadır. Ancak, Avrupa'da aşı muhalefetinin artması, bu durumun tersine dönmesine yol açabilir. Uzmanlar, halkın aşılama konusundaki fikirlerinin değiştirilmesi ve doğru bilgilendirilmesi gerektiğini savunarak, eğitim kampanyalarının yürütülmesi çağrısında bulunuyor. Toplumda aşılama oranları yükseldiğinde, virüsün yayılması da azalacak ve dolayısıyla kızamık gibi tehlikeli hastalıkların etkileri minimize edilecektir.
DSÖ, 2024 yılı için yaptığı uyarılarla birlikte, özellikle yüksek riskli bölgelerde acil önlemler alınmasını ve aşılama kampanyalarının gözden geçirilmesini öneriyor. Bu kampanyaların toplum tarafından benimsenmesi ve desteklenmesi, gelecekte sağlık sorunlarının önlenmesi açısından kritik öneme sahiptir. Sağlık otoriteleri, toplumu bilgilendirme ve aşılama konusunda daha aktif hale gelmelidir.
Sonuç olarak, DSÖ’nün Avrupa’da kızamık vakaları ile ilgili uyarısı, toplumun sağlığını doğrudan etkileyen önemli bir durumdur. Kızamık gibi önlenebilir bir hastalığın yayılmasında en büyük etken, toplumsal aşılama oranlarıdır. Bu nedenle, bireylerin ve ailelerin aşı konusunda bilinçli kararlar alması, sağlam bir toplum sağlığı için büyük önem taşımaktadır.