Günümüz toplumlarının en büyük sorunlarından biri de bürokratik hatalardır. Günlük yaşamda karşılaşılan basit yanlışlar, bazen hayatı köklü bir şekilde etkileyebilir. Son günlerde yaşanan bir olay, bu durumu gözler önüne serdi. Sağlık kontrolü için hastaneye giden 45 yaşındaki Erkan Yılmaz, hayatının en büyük şokunu yaşadı. Yıllarca "ölü" olarak kaydedilen Yılmaz, bir sağlık raporu almak için gittiği hastanede, aslında hayatta olduğunu öğrendi, ancak bu durum sosyal güvenlik sistemindeki hataların hayatını nasıl altüst ettiğine tanıklık etti.
Erkan Yılmaz, 2016 yılında bir sağlık sorunu nedeniyle hastaneye başvurmuştu. O dönemde yaşadığı hastalığı nedeniyle birkaç gün hastanede kalması gerekiyordu. Ancak hastane çıkışında yapılan bir hata yüzünden Yılmaz, resmi olarak "ölü" olarak kaydedildi. Bu durum, Yılmaz’ın hayatında köklü değişiklikler yarattı. Sosyal güvenlik sisteminde yer alan ölü kayıtları nedeniyle, Yılmaz’ın tüm sosyal güvenlik ve sağlık hizmetlerden yararlanması imkânsız hale geldi. Yıllar boyunca bu hatanın farkında olmayan Yılmaz, hayatının büyük bir kısmını bu kayıtlara mahkûm olarak geçirdi.
Yılmaz, geçtiğimiz günlerde sağlık raporu almak amacıyla bir hastaneye gittiğinde, karşılaştığı durumu ne kadar tuhaf bulsa da, yaşadığı hayal kırıklığı ile karşılaştı. Hastane kayıtlarında kendisi için “ölü” ibaresinin yer aldığını gören Yılmaz, ilk başta durumu anlamakta güçlük çekti. Üst üste yapılan kontrol ve incelemeler sonunda, Yılmaz’ın aslında hayatta olduğu ancak kayıtlardaki hatanın düzeltilmediği anlaşıldı. Bu durum onun için yalnızca sosyal hayata dönüş kapısını değil, aynı zamanda hak ettiği sağlık hizmetlerine erişiminin de önünü açtı.
Sosyal güvenlik kurumu yetkilileri, bu olayın yalnızca bir kişi ile sınırlı olmadığını belirtiyor. Ülke genelinde pek çok insanın böyle hatalar yüzünden itibarını kaybettiği ve haklarının ihlal edildiği bilinmekte. Bu nedenle yetkililer, sistemin gözden geçirilmesi ve gerekli düzenlemelerin yapılması konusunda harekete geçeceklerini duyurdu. Ancak Erkan Yılmaz’ın durumu, hem tanık olduğu zorlukları hem de sistemin ne kadar karmaşık olabileceğini gösteren bir örnek olarak tarihe geçti.
Yılmaz, 7 yıllık "ölü" kaydının ardından, sosyal hayata yeniden dönme mücadelesinin yanı sıra, yıpranmış ruh halini de onarmak için çalışmalara başladı. "Bu olay benim için büyük bir travma oldu. Hem resmi olarak ‘ölü’ sayılmak hem de tüm sosyal haklarımdan mahrum kalmak beni derinden etkiledi. Şimdi yaşadığım durumu düzeltmek için var gücümle savaşacağım." diyor. Yılmaz’ın hikayesi, toplumda dikkat edilmesi gereken önemli dersler barındırıyor; kayıtların doğruluğu ve sağlık sisteminin şeffaflığı, bireylerin yaşam kalitesini belirleyen temel unsurlardan biri haline geliyor.
Yaşadığı bu tutarsızlıklarla başa çıkarken, Yılmaz toplumsal farkındalığı artırmayı da amaçlıyor. Sosyal güvenlik sistemindeki hatalara dikkat çekmek için çeşitli platformlarda sesini duyurmaya çalışan Yılmaz, bu tür durumların önüne geçilmesi adına yetkililere çağrıda bulunuyor. “Benim gibi bu durumla karşılaşan başka insanlar da var. Onların sesi olmak ve mücadelelerini duyurmak istiyorum.” diyor.
Artık resmi olarak hayatta olan Yılmaz, gelecekte benzer durumların yaşanmaması için üzerindeki etiketi kaldırarak, sosyalleşmek ve hayata yeniden adapte olmak adına kararlı. Hem kendisi hem de benzer durumlarla karşılaşan insanlar için bu olayın bir dönüm noktası olduğuna inanıyor. Sonuç olarak, Erkan Yılmaz'ın hikayesi, basit görünen bir sağlık raporunun bile hayatın ne denli karmaşık bir hal almasına yol açabileceğini ve sistem hatalarının bireylerin yaşamında ne denli büyük travmalara neden olabileceğini bizlere hatırlatıyor.