Türk hukuk sisteminin önemli kararlarından biri Yargıtay tarafından verildi. Yargıtay, eşinin rızası olmadan gayrimenkulünü satan bir erkeği mahkum ederek, ailenin bireyleri arasında güven ve rıza esasının ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Mahkemenin aldığı bu emsal niteliğindeki karar, aile hukukunda eşlerin haklarını koruma adına atılan önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Peki, bu kararın detayları neler? İşte gelişmeler:
Aile hukukunda eşlerin rızası, birçok işlemde son derece kritik bir rol oynamaktadır. İki taraf arasında güvenin tesis edilmesi, boşanma gibi yıkıcı süreçlerin yaşanmaması için son derece önemlidir. Eşlerin birbirleriyle olan ilişkileri, sadece duygusal bir bağdan ibaret olmayıp, aynı zamanda hukuksal anlamda da birbirlerine karşı birtakım yükümlülükleri söz konusudur. Yargıtay’ın verdiği bu karar, eşler arası rıza ve saygının ne denli önem taşıdığını da gözler önüne seriyor. Zira, bir eşin kendi mülkiyet hakkını kullanırken diğer eşin görüşünü almaması, aile birliği ile ilgili ciddi sorunlara yol açabilir.
Söz konusu olayda, bir başka şehirde ikamet eden bir şahıs, eşinin onayını almadan kendi üzerine kayıtlı olan gayrimenkulü, tamamen kendi kararıyla satma girişiminde bulunmuştur. Eşi, bu satış işlemi hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığını, daha sonra öğrendiğinde ise büyük bir şok yaşadığını belirtilmiştir. Süreç, eşinin durumu anlatmasıyla birlikte mahkemeye taşınmıştır. İlk aşamada yerel mahkeme, bu durumu yeterince değerlendirememiş ve sanık lehine karar vermiştir. Ancak olay Yargıtay’a taşındığında, mahkeme video ve sosyal medya hesapları gibi delilleri de inceleyerek esasa ilişkin daha farklı bir sonuca ulaşmıştır. Yargıtay, eşin rızasının olmadığı durumlarda yapılan bu tür satışların geçersiz olduğunu belirterek, dutak edilen mahkumiyet kararını onaylamıştır.
Bu karar, Türkiye’nin değişen hukuki kökenlerinde aile bütünlüğünün önemini bir kez daha gündeme getirmiştir. Öyle ki, mahkemeler tarafından bu tür rızalara dair verilmiş emsal kararlar, toplumsal normların da değişmesine katkı sağlamak amacını gütmektedir. Devam eden süreçlerde, bu tarz davaların daha fazla gündeme gelmesi bekleniyor. Zira, aile içindeki yetki ve rıza durumlarına ilişkin kararlar, eşler arası eşitsizliklerin önüne geçmek adına son derece önemli bir hadise olarak karşımıza çıkıyor.
Söz konusu kararın, hukuku ve ahlakı bir araya getiren bir yaklaşımla ele alınmasını sağlayacak pek çok olgu da bulunmaktadır. Aile içindeki eşlerin birbirlerine olan saygısı ve bu saygı ile birlikte oluşması gereken mutabakat, gelecekte ortaya çıkabilecek birçok sorunun da önüne geçmiş olacaktır. Dolayısıyla Yargıtay’ın bu kararı, ailenin yapı taşlarını oluşturan eşlerin haklarını koruma konusunda önemli bir örnek teşkil edecektir.
Sonuç olarak, bu emsal niteliğindeki karar, eşine sormadan gayrimenkul satan bir eşin ne kadar büyük bir hata yaptığını gözler önüne seriyor. Hayatın her alanında olduğu gibi, aile yapılandırmaları içerisinde de karşılıklı rıza ve anlaşmanın önemi bir kez daha pekişmiştir. Yargıtay’ın, aile içindeki bu tür ihlalleri durdurmaya yönelik atmış olduğu bu adımın, benzer davalarda da örnek teşkil etmesini umuyoruz.